Dostluğumuz

Dostluğumuz güzel bir kustu
Alkanat morkanat belali bir kus
Alkanat morkanat pahali bir kus
Otuz yil nuh demis kafeste durmus
Kadrini bilmemisiz uçmus
Uçar ayak olmayacak yerler sıçmıs
Oluyor böyle seyler oluyor
Canıma değdikçe canım acıyor
Elime değdikçe elim yanıyor
Çok uzaklarda bir yer kanıyor
Ya oldugun gibi görün diyor
Ya göründüğün gibi ol
Dol karabakır
Dol karabakır
Dol karabakır

Olur mu böyle olur mu?
Olur
yersiz bir çalım bir azamet
Sıktırıcı bir çalım
Sasi bir kibir
Bir afra bir tafra
Ciğeri beş para etmez yersiz bir gurur
olur böyle seyler olur
Gururun bu kadari ebegümecinde de bulunur
Dostluk dediğin güzel bir kitap
Hava gibi
Su gibi
Ekmek gibi
Vazgeçilmez bir tad
Sonuna kadar dayanmak sart
Dostluk dedigin essiz bir kitap Sevmediğin sayfaları varsa
Atla
Sayfayı kökünden yırtmak şart mı
Dostluk dediğin kiralık at mı
Dostluk dediğin taksi mi
Dilediğin zaman açan mı
Dostluk dediğin çok nazlı bir kuş
Kapıp da kaçan mı
Gözünün bebeği gibi korumak marifet
Dostluk dediğin nadir bir kuş
Huyuna suyuna dikkat
Bir kez kuyrugu titretti mi
Diriltene mükafat

Oluyor böyle şeyler oluyor
Her ahbaba dost denmiyor
Gitti mi bir kez gelmiyor
Dostluk dediğin nazlı bir kuş
Her kuşun eti yenmiyor
Dol kara
Dol bakır
Dol

Dostluk dediğin filfilli fistan
Her Allahın günü giyince insan
Ister istemez aşınıyor-eskiyor-inceliyor
Eskidikçe tadına doyulmuyor
Nazdan nazik oluyor

Çiniden bilezik-
Bizler kadrini bilmedik
Hıyarca davrandın mı tuz buz-
Paramparça dostlugumuz

Bedri Rahmi Eyüboğlu