Yeni Dünya’ya hazır mıyız? Eski günlere dönmeye? Neandertal avcı toplayıcı topluma dönmeye hazır mısınız?
Geleceğe dönüş filmindeki geçmişe dönüş bölümünde olduğu gibi.
Bir defa sorunumuz çok küçük. Bize göre sorun olan bu canlı belki de doğa tarafından özellikle görevlendirilmiş bir canlı.
Bir uzmanın hesaplamasına göre; Bir virüsün ağırlığı 0.85 attogram yada 0.85 x 10-18 gram yada yaklaşık olarak gramın trilyonda birinin milyonda biri olarak ölçülüyor.
Bir insanı hasta edecek 70 milyar virüs , yaklaşık 0.0000005 gram çekiyor. Şu an tüm dünyadaki toplam vaka sayısı 2 milyon üzerinde olduğuna göre, dünyayı inin inim inleten cani virüslerin toplam ağırlığı yaklaşık 1 gram geliyor.
İnsanoğlu, toplam 1 gram virüsle çarpışıyor.
Devletler aldıkları kararlar ile insanlarını korumak için insanat bahçelerine tıkıyor herkesi. Çünkü biliyor insanatları, yerlerinde duramayacaklar ve virüsü her yere yayacaklar.
Peki bu yeni yaşantı hali bizde ne gibi bir uyanış oluşturdu. Hiç düşünüp değerlendiriyor muyuz? Hayatımızda neler değişiyor. Daha önce tecrübe etmediğimiz neleri göreceğiz?
Mesela, kendimizi sorguluyor muyuz? Bu minicik canlı’nın kendisi için verdiği yaşam mücadelesinde, bizler neler yapıyoruz. Bundan önceki hayatımızda bu güne kadar neler yaptık. Hangi erdemlerimizi ve değerlerimizi bir kenara bırakarak başka insanlara zararlar verdik. Kaç kişinin hayatını mahvettik. Bunca koşturmacanın arasında kimleri üzdük, kırdık. Hiç geriye, önceki hayatımıza bakıp, içinde bulunduğumuz ortamda kendi içimizde bir mahkeme kurduk mu? Kendimizi sorguladık mı? Neleri yanlış yaptım ve bunları nasıl telafi edeceğim? diye sorduk mu?
Yarın çok farklı olacak. Yeni hayatım nasıl olacak? Covid-19 bitecek ve yeni bir dünya göreceğiz. Bu dünya yeni bizlerin dünyası olacak. O sebeple bu yeni dünyaya kendimizi hazırlamalıyız. Küçük de olsa kendi tarımımızı ve hayvancılığımızı yapmak için hazırlıklara başlamalıyız. Hayatlarımızı küçültmeliyiz. Evde kapalı kaldığımız dönemde neyi fark ettik sizce? Evde ne kadar çok eşya var, ne kadar çok giysi var değil mi? Çoğu sizleri boğuyor artık değil mi? Eeeeehhhhh deyip hepsini atmak istediniz değil mi? Hiçbirine ihtiyaç duymamanız ne garip değil mi? Aslında eski hayatınızda kendimizi ne de çok defa kandırmışız değil mi? Buna ihtiyacım var diye beni kandırmışlar. Ben de bunların hepsine inanıp kaçırmamışım.
Bugün yaşadığımız süreci, hani bilgisayarınıza virüs bulaşır ve tüm bilgilerinizle birlikte bilgisayarın sistemi çöker ya, ben de yaşadığımız süreci aynı bu duruma benzetiyorum. Covid-19 bizlerin sistemi çökmüş, tüm bilgilerimizi kaybettik ve sistemi çalışır hale getirmek için tıpkı bilgisayara format atmamız gibi hayatımıza format atmamız gerekecek.
Yeni dünyada vicdanlı, dürüst, namuslu, empatik, paylaşımcı, başkalarına yönelik enerjik olmak gerekecek. Bugün içerisinde bulunduğumuz karantinalı günlerde maske takmayanı öcü görmeyi, riyakarlığı, bencilliği, aç gözlülüğü, sınıf farklarını, insanları aşağılamayı, başkalarını ezmeyi, raftaki tüm ürünleri ben alayımları, önce ben, gerisi hikayeleri gördük, görmeye de devam ediyoruz. İnsanlar hayatın sadece kendisinden ve çok yakınındakilerden ibaret olduğunu zannetmeye devam ediyorlar. Virüs daha görevini tamamlayamamıştır.
En başından beri inancım hep virüsün insanları erdemlerle buluşturacağı yönündeydi. Belki çok iyimserim, bilemiyorum fakat bir noktada bir evrilme olacak.
Doğa kendisine bin yıllardır yapılan eziyetin karşılığında hesabımızı kesti. Adisyonumuzu toptan gönderdi. Sadece 1 gram ile. Uzun vade de yapmıyor. Tahsilatını kısa vadeli yapıyor. 14 gün, fazla zamanım yok diyor. Siz insanatlar bana bin yıllardır neler ediyorsunuz da sesim çıkmıyordu. Artık dayanamıyorum, buraya kadar deyiverdi.
Hatta öyle ki makinalaşmaya çok inanan canavar endüstri toplumları şunu gördü ki, aslında her şey insanmış. İnsan olmazsa hiç bir şey olmazmış. İnsan sesi ve duygusunun olmadığı yerde yaşamdan, üretimden söz edilemezmiş.
Bütün dünya açlığı görecek ve Afrika’yı anlayacak, bütün dünya çaresizliği görecek ve Suriye, Irak, Somali’yi anlayacak. Bütün dünya binlerce bombanın ağırlığının 10 üzeri 1.000 de biri bir varlığın neleri nasıl düzenlediğini ve yeniden şekillendiğini görecek.
Hepimiz elbet tarım ve hayvancılığa döneceğiz. Aslında hayatın bu kadar koşturmacaya değmeyecek kadar virüs ipliğine bağlı olduğunu, yarının garantisinin olmadığını ve temel arayışın mutluluk olması gerektiğini anlayacağız.
Komşuluk ilişkilerimiz yeniden şekillenecek. Güven duygumuz güncellenecek. İlkel insan haline doğru yeni yolculuğumuz başlıyor. Hazır mısınız?
Suratımda sürekli bir koruyucu maske ile dolaşmak istemiyorum. İnsanlarla rahatça konuşmak istiyorum, kimseden şüphe etmek istemiyorum. Yüzümdeki maskeleri artık atmak istiyorum.
Sevgili Dostlar, bu yazı günler geçtikçe daha da gelişir. Yaşanmışlıkları gördükçe daha da değişir.